soğuk algınlığı ne demek?
- Nezle, anjin, bronşit gibi üşütmeden ileri gelen rahatsızlık
Hafif bir soğuk algınlığı sebebiyle dışarı çıkmamaya, oteldeki odamda çalışmaya karar verdim.
R. N. Güntekin - Catarrh.
- Chill.
- Cold.
- Common cold.
soğuk algınlığım var.
- Chills: i have the chills., cold: i have a cold.
soğuk
- Isısı düşük olan, sıcak karşıtı
- Üşütecek derecede ısısı olan
- Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu
- İlgisiz, sevimsiz bir biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek.
- Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan.
- Yakın ve içten olmayan, ilgisiz
- Sevimsiz veya yersiz, antipatik
- Cinsel istek duymayan.
- Bağıl olarak düşük sıcaklık dereceleri.
- Remote.