siper ne demek?
Kökeni: Farsça
- Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer.
- Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda
Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak.
R. H. Karay - Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka, kasket vb.nin önüne yapılan çıkıntı, siperlik
Sabahtan beri çektiği şaraplarla epeyce başı dönen meşhur kumandan tolgasının siperini geri itti.
Ö. Seyfettin - Askerlerin savaşta vurulmamaları ve rahat ateş edebilmeleri için kazılmış, üstü açık hendek
Ateş yağmuru ikinci kat siperleri geçti.
A. Gündüz - Kuytu, korunulabilen.
- Bk. dayanak
- Korunulacak, saklanılacak yer.
- Kuytu yer.
- Savaşta askerlerin girdiği, hedef olmadan ateş etmek için kazılan hendek.
- Arkasına saklanılacak şey. Koruyan.
Shield.
Shelter.
Trench.
Foxhole.
Bulwark.
Battlements.
Peak.
Protection.
Guard.
Screen.
Rampart.
Fender.
Guard plate.
Splashboard.
Visor.
Bill.
Sheltered / protected place.
Protected.
Weathering.
Curtain.
Shrouding.
Faceplate.
Life guard.
Apron.
Dugout.
Baffle.
Baffling.
Splasher.
Arrester.
Parapet.
Earthwork.
dayanak
- Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet.
- Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt.
- Destek, dayanak noktası
- Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel.
- Altta bulunan; temel. Niteliklerin taşıyıcısı; kendisine bir şey yüklenilen şey, töz. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların (görüngülerin) arkasında ya da altında bulunması gereken şey.
- Ağaçişleri makinelerinde, işlenen parçayı gerekli konumda ve yönde ilerletmeye yarayan aygıt.
Support.
Prop.
Rest.
Base.
siper almak
- Bir şeyi veya bir yeri siper olarak kullanıp gizlenmek
siper arkasına geçmek
Entrench oneself.