silmek ne demek?
- Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek
Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi.
Ö. Seyfettin - Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak
Türküler çağırarak tahta siliyorlar.
Y. Z. Ortaç - Bir yazı, çizgi vb.ni kazıyarak veya sürterek yok etmek.
- Tahta malzemeyi makineyle düzgün ve pürüzsüz hâle getirmek.
- Üzerini çizerek atmak, yok etmek.
- İlişkisini koparmak, yok saymak.
- Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak.
- Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek
Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır.
M. Ş. Esendal - Bir veya birden çok bellek alanının silinmesi işlemi.
- Write off.
- Clear.
- Rub down.
- Whisk.
- Rub off.
- Erase.
- Blank.
- Blot out.
- Cancel.
- Cross out.
- Efface.
- Expunge.
- Forgive.
- Furbish.
- Obliterate.
- Rub out.
- Rule out.
- Rule smth.
- Strike off.
- Strike out.
- Give smth.
- Wipe.
- Wipe away.
- Wipe off.
- Wipe out.
- Wipe up.
- Remove.
- Swab.
- Delete.
silme
- Silmek işi.
- Duvar, tavan vb. yerlerde yapılan kabartma kenar.
- Ağzına kadar dolu, sıvama, lebalep
- Baştan aşağı, tam olarak, tamamen.
- (Mimarlık) Duvar ya da tavan gibi yerlerde yapılan kabartma kenar.
- (I) OPTES veri tabanına kaydedilen izlerin mevzuatça belirlenen süreler sonunda silinmesi.
- Üzerine ses ya da görüntü saptanmış mıknatıslı kuşakları,silme kafasından geçirerek ortadan kaldırma, böylelikle yeni bir saptamaya hazırlama.
- Erasing, erasion, erasure, wiping.
- Wiping.
- Rubbing.
silme akımı
- Erase current