sik nefes al ne demek?
- Breathe excessively
breathe
- Nefes alıp vermek, nefes almak; esmek
- Teneffüs etmek, soluk almak
- Hafifçe esmek
- Yaşamak, var olmak
- Koku neşretmek
- Nefes alıp vermek
- Fısıldamak
- İfade etmek, belirtmek
- Agzından püskürtmek
- Hayat vermek, canlandırmak
sik
- Erkeklik organı.
- Such.
- See Such.
- Penis.
- Dick.
- Cock.
- Cock; dick; dong; manhood; rod; penis.
sika
- güven, emniyet. inanılır, güvenilir kimse
- (C.: Sikat) (Vüsuk. dan) İnanç, güven, itimad, emniyet.
- Sakaların içine su doldurdukları köseleden yapılmış kap, kırba.
nefes
- Soluk.
- Şifa amacıyla hastaya dua okuma.
- Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman
- Canlılık, hayat belirtisi
- Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir.
- Soluk, üfürülen hava. Soluma, soluk verip alma.
- Breath.
- Exhalation.
- Whiff.
- Wind.
al
- Pembeye kaçan, nar çiçeği renginde olan
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı.
- Bu renkte olan.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu.
- Bu renkte olan (at).
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık.
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
- Alüminyum elementinin simgesi.
- Alev kırmızısı
- Ruddy.