shell ne demek?
- Kabuk
sea shell / deniz kabuğu
walnut shell / ceviz kabuğu
- Istiridye kabuğu
- Kabuğunu soymak, kabuğunu çıkarmak
- Bombardıman etmek, gülle yağdırmak
- Kabuk (midye)
- Fişek, mermi
- Bina iskeleti
- Ince uzun yarış sandal
- Mermi kovanı
- Yarış teknesi (kürekli)
- Açık bej rengi
- Koçanından ayıklamak (mısır tanelerini), buğdayı başağından ayırmak
- She will. (-acak, -ecek) gelecek zamanı ifade etmek için bir diğer fiille birlikte kullanılan fiil (Yazılışı: she'll)
kabuk
- Serebnal pedinkülün ayağı veya tabanı
- Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır.
- Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü.
- Bir sıvı veya atmosferi dıştan saran, sert katman.
- Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm.
- Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı
- Bir öğeciğin çekirdeği çevresinde dolanan eksiciklerin yerleştiği katmanlardan her biri.
- Bir hayvanın, meyvenin, bazı yumurtaların, kalkerli, silisli, keratinsi ya da kitinli sert dış örtüsü. Kavkı.
- Yara yüzeyinde oluşan kabuk.
- Yara kabuğuyla kaplanma.
shell beans
- Fasulye
shell breaking strength
- Kabuk kırılma direnci