sert esen rüzgar ne demek?
Stiff breeze
stiff
- Katı, sert, pek
- Pekişmiş
- Eğrilmez, bükülmez
- Dik
- Koyu, özlü
- Sıkı
- Tutulmuş
- Gergin
- Zorlanmış
- Akıcı olmayan
sert
- Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı.
- Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
- Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı.
- Güçlü kuvvetli
- Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı.
- Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
- Gönül kırıcı, katı, ters
- Hırçın, öfkeli, hiddetli, gönül kırıcı
- Aşağı getirmek.
- Sertlik özelliği gösteren.
sert adım sesi
Clump.
esen
- Barış.
- Rüzgar.
- Veda.
- Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim bir biçimde.
- Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim.
- Sağ, salim, sağlıklı.
- Rahat.
Sound.
Healthy.
Well sağlıklı.
rüzgar
- Yel.
- Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad.
- Havayuvarında ayrımlı basınç altındaki yöreler arasında oluşan, yatay yönde, esiş yönü, süresi ve biçimleriyle ayrımlı hava devinimi.
- Zaman, devir.
- Dünya, alem
- T. Yel.
- Talih
- Zaman, devir, hengam, vakit. (Osmanlıca'da yazılışı: rüzgâr)
Wind, breeze, blow, flatus.
Wind.
