sermek ne demek?
- Kurutmak için asmak
Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.
O. Rifat - Göstermek amacıyla asmak veya yaymak.
- Düz bir yere yaymak.
- Açarak yaymak veya döşemek
Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi.
A. Gündüz - Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
- Boşlamak, savsamak.
- Spread out.
- Spread.
- Lay out.
- Unfold.
- Stretch.
- Let things slide.
- Drape.
- Wrap.
- To spread out/over.
- To lay.
- To hang up.
- To beat down.
- To neglect.
- To lay along.
- To spread sth out on (the ground or floor.
- To spread sth over.
- To neglect sth.
- Leave in the cold.
- Open.
kurutmak
- Suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek
- Bitki canlılığını yitirmek.
- Bazı sebze ve meyvelerin buharlaştırılmasıyla kuru bir durum almasını sağlamak.
- Cılız duruma getirmek, zayıflatmak.
- Yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek.
- Uğursuzluk getirmek, yok etmek
- Dry up.
- Dehydrate.
- Bake.
- Cure.
serme
- Sermek işi.
- Sac ekmeği.
- Laying.
sermed
- Ebedilik, ebediyet, sonsuzluk.
- Daimi, sürekli, ebedi, ezeli.