serbestlik ne demek?
- Serbest olma durumu
Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım.
Y. K. Karaosmanoğlu Exemption.
Independence.
Latitude.
Looseness.
Permissiveness.
Unconstraint.
Unrestraint.
Loose.
Freedom.
Frankness.
Slack.
Lack of restriction.
Easy manner.
Ease.
Ease of manners.
Facility.
Leisure.
serbest
- Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin.
- Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür.
- Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan.
- Bazı kurallara bağlı olmayan.
- Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan.
- Muaf, ücretsiz
- Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen.
- Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde
- Bk. erkin
- Özgür. ~ mallar: özgür mallar.
serbestlik derecesi
- Bir cismin durum ve yönelimine göre kaç türlü devinme yapabileceğini veren sayı. Bir masa üzerindeki bir tekerinserbestlik derecesi üçtür; ikisi kayma, biri de dönme devimidir.
- Bk. erkinlik derecesi
- Bk. özgürlük dizili
- Bir istatistiki numunede, veri grubunun kesinliğinin bağımsız bir ölçüsünü veren üye sayısı.
- Örnekle ilgili bir istatistiğin hesaplanmasında veya bir parametrenin tahmin edilmesinde, bağımsız birimlere ait sayının bilgisi.
- Bk. bağımsızlık sayısı
Degr.
Degrees of freedom.
Degree of freedom.
Degr
serbestleme
- Serbestlemek durumu.