serbest ne demek?
- Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin.
- Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür.
- Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan.
Hafta sonu serbestim, program yapabiliriz.
- Bazı kurallara bağlı olmayan.
Serbest vuruş!
- Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan.
- Muaf, ücretsiz
- Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen.
- Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde
Ötekilere de pek serbest davranır isem de, onlar benden utanırlar.
M. Ş. Esendal - Bk. erkin
- Özgür. ~ mallar: özgür mallar.
- Bk. özgür
- Kayıtsız. Başıboş. İstediği gibi hareket edebilen.
- Cavalier.
- Disengaged.
- Easy.
- Exempt.
- Fetterless.
- Footloose.
- Free.
- Freehearted.
- Freewheeling.
- Go-as-you-please.
- Independent.
- Latitudinarian.
- Leisure.
- Liberal.
- At liberty.
- Loose.
- Open.
- Permissive.
- Quit.
- Unattached.
- Unbound.
- Unchecked.
- Unconfined.
- Uncons.
- Leisured.
- Liberated.
- Rakish.
- Spare.
- Welcome.
- Unreserved.
- Frank.
- Unconstrained.
- Unrestricted.
- Unobstructed.
- At ease.
- Who behaves in too free-and-easy way around men.
- At large.
- Broad / adj.
- Floating.
- Go as you please.
- At leisure.
- Uncon.
erkin
- Hiçbir şarta bağlı olmayan.
- Hiçbir biçimde herhangi bir koşula bağlı olmayan.
- Özgür olan.
- İstediği gibi davranabilen.
- Serbest, hür.
- Liberal serbest.
- Free.
- Frei
- Libre
serbest adam
- Libero
serbest alan
- Free field