sektedar ne demek?
- Susan, sesini kesen. (Osmanlıca'da yazılışı: sektedâr)
sekte
- Durma, kesintiye uğrama, kesilme, durgu
- Bozukluk.
- İnme, felç.
- Durma, kısılma.
- Interruption.
- Pause.
- Standstill.
- Failure.
- Stoppage.
- Apoplexy.
sekte vurmak
- Kesilmesine neden olmak, kesintiye uğratmak.
- Interrupt, impede, put back.