sefil ne demek?

  1. Sefalet çeken, yoksul

    Bu, korkunç bir çocukluğun, sefil, bahtsız bir çocukluğun devamıdır.

    S. F. Abasıyanık
  2. Alçak.
  3. Sefalet çeken, muhtaçlık içinde olan. Çok sıkıntıda bulunan.
  4. (en)Miserable.
  5. (en)Wretched.
  6. (en)Poor.
  7. (en)Abject.
  8. (en)Destitute.
  9. (en)Beggarly.
  10. (en)Dead-end.
  11. (en)Down at heels.
  12. (en)Hangdog.
  13. (en)Poverty-stricken.
  14. (en)Ropy.
  15. (en)Shabby.
  16. (en)Sordid.
  17. (en)Squalid.
  18. (en)Starveling.
  19. (en)Down and out.
  20. (en)Wretch.
  21. (en)Base.
  22. (en)Indigent.
  23. (en)Mean.
  24. (en)Vile.
  25. (en)Extremely poor.
  26. (en)Pitifully worn-out or dilapidated.
  27. (en)Reprobate.

sefalet

  1. Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
  2. Fakirlik, yoksulluk. Fakirlikten gelen sıkıntı. Sefillik.
  3. (en)Misery.
  4. (en)Poverty.
  5. (en)Dog's life.
  6. (en)Wretchedness.
  7. (en)Beggary.
  8. (en)Calamity.
  9. (en)Sordidness.
  10. (en)Squalidity.

sefil adam

  1. (en)Varmint

sefil bir halde

  1. (en)Miserably.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sefil adamsefil bir haldesefilanesefilcesefilesefillersefilliksefisefidsefidısefidisefifsefsefasefa geldinsefa geldine gitmeksefa pezevengi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın