seçmek ne demek?
- Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak.
- Birine oy vererek bir göreve getirmek.
- Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek
Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu.
H. Taner - Ne olduğunu anlamak, fark etmek
Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz.
R. H. Karay - Farklı görmek, üstün görmek.
- Tercihini bir yönde kullanmak.
- Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek.
- Choose.
- Select.
- Elect.
- Perceive.
- Distinguish.
- Pick.
- Co-opt.
- Constitute.
- Coopt.
- Cull.
- Decide on.
- Decide up.
- Descry.
- Hand-pick.
- Intend.
- Intend for.
- Look out.
- Be particular about.
- Pick out.
- Plump for.
- Single out.
- Spot.
- Adopt.
- Discern.
- Name.
- Return.
- Tell.
- To choose.
- To select.
- To elect.
- To perceive.
- To distinguish.
- To see.
- To discern.
- Excerpt.
- Garble.
- Gather.
- Take.
- Postulate.
seçmek gerekirse
- As between
seçme
- Seçmek işi.
- Seçkin, seçilmiş
- Seçilmiş, üstün.
- Select.
- Choice.
- Picked.
- Eclectic.
- Recherche.
- Choosing.
- Selection.