savunu ne demek?
- Savunma
Olaylar zinciri bu savunuyu haklı çıkaracak nitelikte değildir.
S. Birsel - Defence, defense.
savunma
- Saldırıya karşı koyma, müdafaa
- Bir kişiyi, bir düşünceyi doğru, haklı göstermeyi amaçlayan yazı veya konuşma, savunu, müdafaaname.
- Bir takımın kalesini korumak için gösterdiği çaba, defans.
- Bir takımın kalesini korumak ve gol yememek için oyun süresince çaba göstermesi.
- Defensive.
- Defence.
- Defense.
- Defending.
- Advocacy.
- Hearing.
savunucu
- Bir şeyi savunan kimse, müdafi
- Savunma oyuncusu.
- Ceza yargılama yönteminde, sanığın haklarını korumak göreviyle yükümlü bir kamu işi gören ve bu bakımdan yasanın aradığı kimi koşulları üstünde toplayan kişi.
- Cousel "for the defender".
- Advocate.
- Champion.
- Defensive.
- Exponent.
- Supporter.
- Defender.
savunucu tasarlama
- Bir kamu kuruluşunun tasar ve tasarlama önerileri hazırlamasından vazgeçilerek, bir örgütün, bir çıkar kümesinin ya da yerleşme birimleri için tasarlamayı uğraş edinmiş bir kimsenin tasarlar ve tasarlama önerileri hazırlamasını öngören yaklaşım.