savaşmak ne demek?
- Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek.
Bu acımasız dünyada artık acımasızca savaşacaklardı.
İhsan Oktay Anar - Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla mücadeleye girişmek
İkiyüzlülere, sureti haktan görünen sahte dindarlara karşı bütün gücümle savaşacağım.
Nazım Hikmet - (mecaz) Çaba sarf etmek.
- Battle for.
- Battle against.
- Fight.
- Make war.
- Battle.
- Fight a battle.
- Struggle.
- Campaign.
- Conflict.
- Contend.
- Strive against.
- Strive with.
- Wage war against.
- Wage war on smb.
- Combat.
- Top struggle.
- Dispute.
- To work and struggle hard.
- To fight.
- To battle.
- To war.
- To fight sth.
- To combat.
- To wage war.
- To fight against sth / sb.
- To make war.
savaşma
- Savaşmak işi, muharebe.
- Fighting.
- Shooting stick.
- Warfare.
savaşma gümrükleri
- Bir ülkenin mal satışını, aldığı özel önlemlerle olumsuz yönden etkileyen bir ülkeden gelecek mallara, o ülkeyi, bu önlemlerden vazgeçirmek üzere konulan yüksek oranlı gümrük vergileri, a. bk. karşıtlama gümrükleri.
- Retortion.
- Droits de représailles