sarmalamak ne demek?
- Sıkı sıkı sarmak
Ben çocuğu sardım sarmaladım, çamaşırımızı yükledim, yola çıktık.
H. E. Adıvar - Envelop.
- Wrap.
- To wrap up.
- To envelop.
- Encapsulate.
- Tuck up.
- To wrap tightly.
sıkı
- Disiplin
- Zorlayıcı durum
- Ağızdan dolma ateşli silahlarda, barut ve kurşunun üstünden namluya sokulup bastırılan bez ve kağıt parçaları vb. şeylerin tümü
- Güçlü ve çabuk, hızlı
- Dar
- İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan.
- Zorlu, güçlü ve etkili
- Dikkatli, titiz ve göz yummadan uygulanan
- İlkelerine çok bağlı, hoşgörüsü olmayan, katı.
- Yoğun
sarmalama
- Sarmalamak işi.
sarmalamamak
- (neg. form of sarmalamak) tuck up.