sarkan et parçası ne demek?
- Flap
flap
- Loose back and forth movement; sound made by such a movement; moveable part attached only on one side (usually hangs loosely or covers something); uproar, commotion, scandal (Slang); partially separated area of skin (Surgery).
- Kanat çırpmak, savurmak, sallamak, sallanmak, sinirlenmek, telaşlanmak, zırvalamak, saçmalamak.
- Sarkan bir şey ile vurmak, kuş kanadı gibi vurmak, çırpmak.
- Sarkık kapak veya örtü koymak: çarpmak, vurmak.
- Sarkan bir şeyin çarpması veya çarpma sesi.
- Aşağı sarkan kanat veya kapak.
- Birden atmak, çevirmek, katlamak.
- Heyecan verici durum.
- Dili fazla heyecan.
- Sarkan et parçası.
sarkan
- Kovan.
- kovan
- [Å arkan] adj. hanging, pendant, pendulous, pending, dependent, beetle.
sarkan ışıklık
- Bir taşıyıcı ucunda tavana ya da duvarda bir çıkıntıya asılmış ışıklık.
- Pendant lighting fitting.
- Pendelleuchte
- Luminaire suspendu, luminaire à suspension
et
- İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka.
- Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
- Ten.
- Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm.
- Küçülmüş, azalmış anlamında kullanılan son ek
- Ve.
- Et.
- And.
- Meat.
- Flesh.
parçası
- Piece, bit, cut, fragment, part, component, passage, attachment, batch, cake, cantle, dribblet, driblet, fraction, item, lump, moiety, morsel, patch, portion, scrap, segment, shred, snatch, tool.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sarkansarkan ışıklıksarkan kurtsarkan menüsarkan parçasarkan şeysarkan şeyin çarpma sesisarkan tirtilsarkanaksarkaçsarkaç asılmasarkaç gibi sallanmaksarkaç testere makinesisarkaçlamasarketet alet bağlamaket beniet bıçağıet bıçak çatalıet ceteraet çekiciet çözünürleri kurusuet damperee 6 banyoe 6 prosese ağe boat