sarılmak ne demek?

  1. Sarma işi yapılmak

    Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum.

    R. H. Karay
  2. Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak.
  3. Kollarını dolamak, kucaklamak

    Hasan tiril tiril titriyor, anasına sarılıyordu.

    S. F. Abasıyanık
  4. Bütün gücü ile ele almak.
  5. Hemen yapmaya koyulmak, girişmek

    Hemen kaleme sarıldım, benim güzel kardeşim, sana geçen bir ayda başımdan geçenleri yazacağım.

    M. Ş. Esendal
  6. Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek

    İkinci sınıfa geçtikten sonra derslerine daha fazla sarılmıştır.

    F. R. Atay
  7. (en)Give a hug.
  8. (en)Clasp.
  9. (en)Cuddle.
  10. (en)Be wrapped.
  11. (en)Canoodle.
  12. (en)Clasp smb.
  13. (en)In one's arms.
  14. (en)Cling.
  15. (en)Clip.
  16. (en)Coil.
  17. (en)Coil up.
  18. (en)Hold on.
  19. (en)Give smb.
  20. (en)Snuggle.
  21. (en)Twine.
  22. (en)Wind.
  23. (en)Clinch.
  24. (en)Embrace.
  25. (en)To embrace.
  26. (en)To put one's arms around.
  27. (en)To twine / to coil around.
  28. (en)To cling to.
  29. (en)To hold fast to.
  30. (en)To take up sth immediately.
  31. (en)To be wrapped in / around.
  32. (en)To be encircled with.
  33. (en)To be wrapped with.
  34. (en)To be bandaged.
  35. (en)To be surrounded.
  36. (en)To be enveloped with.

sarma

  1. Saran, içine alan şey, zarf.
  2. Çevirme.
  3. Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek.
  4. Bir ayakta alınan paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk.
  5. Sarılarak yapılan.
  6. Sarmak işi.
  7. Erkek dansçının kadın dansçıyı kollarıylasarması.
  8. Bir filmi ya da bir mıknatıslı kuşağı bir makaradan, bir göbekten öbür makaraya, göbeğe aktarma.
  9. Susuz sahra. Suyu olmayan çöl.
  10. (en)Winding.

sarılma

  1. Sarılmak işi.
  2. (en)Clinch.
  3. (en)Cuddle.
  4. (en)Embrace.
  5. (en)Involvement.
  6. (en)Twist.
  7. (en)Twine.

sarılmamak

  1. (en)Form of sarılmak) hug, give a hug, clasp, cuddle, be wrapped, arm, canoodle, clasp smb.
  2. (en)In one's arms, cling, clip, coil, coil up, hold on, give smb.
  3. (en)Hug, snuggle, twine, wind.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sarılmasarılmamaksarılmaya yarayan filizsarılmışsarılacak şeysarılan bitkisarılarak büyümeksarılarak tırmanmaksarılaşmasarısarı ağaçsarı ağaç zehirlenmesisarı ağızsarı akıntı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın