sarılmak ne demek?
- Sarma işi yapılmak
Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum.
R. H. Karay - Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak.
- Kollarını dolamak, kucaklamak
Hasan tiril tiril titriyor, anasına sarılıyordu.
S. F. Abasıyanık - Bütün gücü ile ele almak.
- Hemen yapmaya koyulmak, girişmek
Hemen kaleme sarıldım, benim güzel kardeşim, sana geçen bir ayda başımdan geçenleri yazacağım.
M. Ş. Esendal - Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek
İkinci sınıfa geçtikten sonra derslerine daha fazla sarılmıştır.
F. R. Atay - Give a hug.
- Clasp.
- Cuddle.
- Be wrapped.
- Canoodle.
- Clasp smb.
- In one's arms.
- Cling.
- Clip.
- Coil.
- Coil up.
- Hold on.
- Give smb.
- Snuggle.
- Twine.
- Wind.
- Clinch.
- Embrace.
- To embrace.
- To put one's arms around.
- To twine / to coil around.
- To cling to.
- To hold fast to.
- To take up sth immediately.
- To be wrapped in / around.
- To be encircled with.
- To be wrapped with.
- To be bandaged.
- To be surrounded.
- To be enveloped with.
sarma
- Saran, içine alan şey, zarf.
- Çevirme.
- Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek.
- Bir ayakta alınan paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk.
- Sarılarak yapılan.
- Sarmak işi.
- Erkek dansçının kadın dansçıyı kollarıylasarması.
- Bir filmi ya da bir mıknatıslı kuşağı bir makaradan, bir göbekten öbür makaraya, göbeğe aktarma.
- Susuz sahra. Suyu olmayan çöl.
- Winding.
sarılma
- Sarılmak işi.
- Clinch.
- Cuddle.
- Embrace.
- Involvement.
- Twist.
- Twine.
sarılmamak
- Form of sarılmak) hug, give a hug, clasp, cuddle, be wrapped, arm, canoodle, clasp smb.
- In one's arms, cling, clip, coil, coil up, hold on, give smb.
- Hug, snuggle, twine, wind.