saptama ne demek?
- Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi.
- Saptamak işi, tespit.
- Tesbît (bk. belirtme). ~ arancı (dilemi):tesbît davâsı.
- Açındırma sonunda, ışıklanmamış gümüş bromürün ortadan kaldırılarak resmin ışıktan etkilenmemesini sağlama.
- Determination.
- Fixing.
- Making sth stable / stationary determining.
- Establishing.
- Ascertainment.
- Fixing, fixation.
- Fixieren, Bildfixieren
- Fixage
saptama banyosu
- Saptamayı sağlayan banyo çeşidi.
- Fixing bath (solution), fixer.
- Fixierbad
- Bain de fixage, fixateur
saptama davası
- Bir türe ilişkisinin, bir yetkinin var olup olmadığının, bir belgenin uydurma bulunup bulunmadığının saptanması için açılan dava.
- Declaratory action.
- Action en constatation