saldırmamak ne demek?
- Form of saldırmak) attack, jump on, rush, fly at, run at, thrust, lash into, aggress, assail, assault, ride atilt at smb., run atilt at smb., charge, come at, come down on, come for, come on, come upon, make a dash, descend, fall on, fly out at smb., go at.
saldırma
- Bir tür büyük bıçak
- Saldırmak işi
- Boyu 50-100 cm arasında değişen, sivri uçlu, oluklu veya oluksuz, ucu biraz eğrice, namlusu hafif kavisli her iki ağzı da keskin olabilen, ancak içbükey ağzı daha keskin uzun bıçak türü.
- Canlılar arasında beslenme, çiftleşme, yuva alanını koruma gibi savunma, saldırı, korku ya da rekabet ile ilgili davranış. Agregasyon.
- Attacking.
- Rush.
- Encroachment.
- Onslaught.
- Lunge.
- On-slaught.
saldırmak
- Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
- Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak.
- Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek.
- Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak.
- Etkisiyle eritmek.
- Sally out.
- Swoop, swoop on, swoop down.
- Light into.
- Attack.
- Jump on.