saldırmak ne demek?
- Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek
Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı.
H. C. Yalçın - Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak.
- Gemi, kalkmak için yelken açıp başını gideceği yola çevirmek.
- Yıkıcı ve sert eleştiriler yapmak.
- Etkisiyle eritmek.
- Sally out.
- Swoop, swoop on, swoop down.
- Light into.
- Attack.
- Jump on.
- Rush.
- Fly at.
- Run at.
- Thrust.
- Lash into.
- Aggress.
- Assail.
- Assault.
- Ride atilt at smb.
- Run atilt at smb.
- Charge.
- Come at.
- Come down on.
- Come for.
- Come on.
- Come upon.
- Make a dash.
- Descend.
- Fall on.
- Fly at smb.
- Fly out at.
- Engage.
- Molest.
- Tackle.
- To attack.
- To assail.
- To assault sb / sth.
- To rush.
- To charge.
- To charge at.
- To act on.
- To dissolve.
- Carve up.
- Dash.
- Go at.
- Hammer.
- Invade.
- Lay about one.
- Lay on.
- Make at.
- Make for.
- Push.
- Ramp.
- Sally.
- Set about.
- Tear into.
- Tilt at.
saldırma
- Bir tür büyük bıçak
- Saldırmak işi
- Boyu 50-100 cm arasında değişen, sivri uçlu, oluklu veya oluksuz, ucu biraz eğrice, namlusu hafif kavisli her iki ağzı da keskin olabilen, ancak içbükey ağzı daha keskin uzun bıçak türü.
- Canlılar arasında beslenme, çiftleşme, yuva alanını koruma gibi savunma, saldırı, korku ya da rekabet ile ilgili davranış. Agregasyon.
- Attacking.
- Rush.
- Encroachment.
- Onslaught.
- Lunge.
- On-slaught.
saldırmamak
- Form of saldırmak) attack, jump on, rush, fly at, run at, thrust, lash into, aggress, assail, assault, ride atilt at smb., run atilt at smb., charge, come at, come down on, come for, come on, come upon, make a dash, descend, fall on, fly out at smb., go at.