sahil ne demek?
- Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı
Bir gün, adanın sahilinde, bir soğan yüklü kayık gelip demirledi.
S. F. AbasıyanıkÜzerinde resmî elbise olduğu hâlde onu, sahile yanaşmış duran küçük ve meçhul bir sandala doğru ilerlerken görüyoruz.
E. M. Karakurt - Bk. kıyı
- Bk. yalı boyu
- deniz, nehir, göl kıyısı
- Deniz, nehir, göl kıyısı.
- Deniz, göl veya akarsu kenarı. Kıyı, yalı.
- Bank.
- Littoral.
- Sea coast.
- Strand.
- Seafront.
- Sea front.
- Hurst.
- Seaside.
- Coastal.
- Coast.
- Shore.
- Beach.
- Seashore.
- Seaboard.
- Waterside.
kıyı
- Kara ile suyun birleştiği yer
- Kenar, uç
- Sahil
- Issız, tenha yer.
- Karanın deniz boyunca uzanan bölümü.
- Kuşak izgesi gibi bir girişim ya da kırınım kuşağı çizgi dizgesinin sınır dalga boyu.
- Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alan.
- Border.
- Inshore.
- Side.
sahil bataryası
- Shore battery.
sahil boyu
- Deniz kıyısı.
- Coastline.