sağrı ak zarı ne demek?
- Gluteal kasları saran ak zar, fasya glutea.
- Gluteal kasları saran ak zar, fasya glutea.
- Fascia glutea.
- Fascia glutea
sağrı
- Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm.
- İki koyağı birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt.
- Ridge.
- Croupe
sağrı derisi
- Shagreen.
ak
- Duru, lekesiz, beyaz (ten için)
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı.
- Bu renkte olan
- Beyaz leke.
- Temiz.
- Dürüst.
- Sıkıntısız, rahat.
- Alnı açık, namuslu, asil
- Bazı şeylerde beyaz bölüm.
- Abbreviation for Astigmatic Keratotomy.
zar
- İnce perde veya örtü.
- İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar ve organ bölümleri, çeper.
- Tavla ve başka oyunlarda kullanılan kemik, fil dişi, plastik vb. maddelerden küp olarak yapılan ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı.
- Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper.
- Kadınların örtündükleri çarşaf, car (II).
- Titreşerek ses üreten ince metal yaprak.
- Anatomide makroskopik ya da mikroskopik boyutlu, az ya da çok farklılaşmış ya da karmaşık yapıda, geniş ve yassı katman biçimli oluşumların genel adıdır.
- Sestoplarda, sesyayarda üzerine gelen ses dalgaları ya da elektrik akımına uygun titreşimler yapan parça.
- Hücrezarı.
- Bir dokuyu saran ince tabaka.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sağrısağrı derisisağrı dikişisağrı kanadısağrı kemiğisağrı omurlarısağrı pervazısağrıçsağrılamaksağrılaşmasağraksağrdeylsağsağ açıksağ akçesağ arkasağ arka tekerlekakak ağaak akçeak akçe kara gün içindirak alemak alınlıak alınlı büyük kazak alınlı kuşak alınlı küçük kazak alinli kusaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımı