sağlamlık ne demek?
- Sağlam olma durumu
Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan, fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı.
A. Ş. Hisar - Bir cismin ya da bir yapının dayanıklılığı.
- Bir cismin ya da bir yapının dayanıklılığı.
- Lustiness.
- Solidity, strength.
- Fastness.
- Solidity.
- Stability.
- Soundness.
- Health.
- Firmness.
- Strength.
- Maintainability.
- Staying power.
- Substance.
- Validity.
- Solidité
sağlam
- Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz
- Zarar görmemiş, bozulmamış.
- Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli
- Güvenilir, emin
- Gerçek, inanılır bir temeli olan
- (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak
- Mutlaka, muhakkak, herhalde.
- Güvenilirlik.
- Gerçek, inanılır.
- Doğru, gerçek, sahih
sağlamlık katsayısı
- Bk. kararlılık katsayısı.Dgr.: kararlılık katsayısı
sağlamlama
- Sağlamlamak işi