sıvama ne demek?
- Sıvamak işi.
- Sıvanır gibi üstüne kaplanmış, örtülmüş veya çok sık takılmış.
- Zemini hemen hiç görülmeyecek kadar kaplanmış, örtülmüş veya takılmış olarak.
- Ağzına kadar, silme.
Plastering.
Facing.
Plasting.
Covered with.
To the brim.
Plastering sth.
Right up to the brim.
sıvamak
- Sıva ile kaplamak, sıva vurmak.
- Harcı bir yere vurmak.
- Bulaştırmak
- Okşamak, sıvazlamak
- Küfretmek.
- Kolu, paçayı yukarı çekip toplamak veya kıvırmak
Plaster.
Parget.
Roll up.
Draw up.
sıvama bezi
- Lehimli ekte, yumuşayan lehimi sıvamakta kullanılan bez.
sıvama ek
- Isıtılarak yumuşatılmış lehimin ek yerine sıvanması ile oluşan ek.