sıkıştırılmak ne demek?
- Sıkıştırma işi yapılmak
Anadolu kamyon yolcusu, kamyona yeni adam almak için sıkıştırıldıkça darılmıyor, kızmıyor.
R. N. Güntekin - To be tightened or compressed.
- To be wedged in.
- To be jammed in or squeezed in.
- To be pressed or pressured by sb.
- To be slipped quietly into sb's hand.
- To be squeezed or pinched.
- To be cornered.
sıkıştırma
- Sıkıştırmak işi.
- Bir merceğin kapsadığı alanın, film boyu değişmediği halde artırılmasını sağlayan optik işlem.
- Sıkıştırmaca dayanan geniş görüntülük işlemlerinde, konunun iki yandan basıklaştırılmış olarak filme görüntü vermesi.
- Anamorphosis, anamorphic process,.
- Squeeze, compression, image compression, ana-morphic compression, horizontal compression.
- Compaction.
- Pressing.
- Compression.
- Push.
- Squeeze.
sıkıştırılma
- Sıkıştırılmak işi.
sıkıştırılma katsayısı
- Oylumun basınçla değişimini ölçen özgül nicelik.
- Compressibility factor.
- Facteur de compressibilité