süratle ne demek?
- Çabucak
Gözlerinin bir şeyden ürkmüş gibi korkunç bir süratle birkaç defa oynadığını ve iki yana gidip geldiğini gördüm.
R. N. Güntekin - Expeditiously.
- Fast.
- Posthaste.
- Quick.
- Quickly.
- Rapidly.
- Promptly.
- Fast çabucak.
- Çabuk.
- Hızla.
- Speedily.
çabucak
- Vakit geçirmeden, kısa bir sürede, acilen, alelacele, anında, bir anda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yalellim
- Kısa sürede
- Kolaylıkla.
- Slippy.
- Quickly.
- Apace.
- At no time.
- In no time.
- In a snap.
- With a rush.
süratle ateş eden
- Rapidfire
süratle bitirmek
- Dispatch