sözün kısası ne demek?
- Kısacası
In brief.
In short.
The long and the short of it is that.
To cut long story short.
kısacası
- Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, velhasılıkelam, hülasa
In short.
In brief.
In a word.
In fine.
On the upshot.
Shortly.
In a phrase.
sözün gelişi
In a manner of speaking.
sözün gelişine göre
Contextual.
kısa
- Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı.
- Az süren, uzun olmayan
- Kısa olan şey.
- Ayrıntısı çok olmayan.
- Kısaca, kısaltarak.
- (Kas'a. C.) Tabaklar, çanaklar, çömlekler.
Short.
Brief.
Mini.
Curt.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sözün gelişisözün gelişine göresözün gidişisözünde durmaksözünde durmamaksözünden caymasözünden çıkmamaksözünden dönen kimsesözünden dönmesözünden dönmeksözü açılmaksözü ağzına tıkamaksözü ağzında bırakmaksözü ağzında kalmaksözü ağzından almakkısaskısas etmekkısasa kısaskısasenkısakısa açınıkkısa adkısa akımkısa ama sağlam yapılıkıskıs kıskıs kıs kıs kıs gülmekkıs bookkeepingkıs kıs