kısas etmek ne demek?
- Bir suçluya başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulamak.
kısas
- Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma.
- Kasten ve haksız yere birini öldüren kimsenin ceza olarak öldürülmesi veya birini yaralayan kimsenin misilleme yoluyla yaralanarak cezalandırılması.
- Kıssalar, hikâyeler, öyküler.
- Bk. dişediş
- Kıssalar. Fıkralar. Hikayeler.
- Talion.
- Retaliation.
- Reprisal.
kısasa kısas
- Yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde verme, kana kan.
- An eye for an eye.
- Tit for tat.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.