sökmek ne demek?
- Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak
Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür.
Y. Kemal - Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak.
- Rüzgâr, sel, akarsu, bir şeyi yerinden çıkarmak, götürmek.
- Geçip gitmeye engel olan zorlukları atlatmak.
- Karışık bir yazıyı okumak
Çok okunaksız bir yazı. Ben söker gibi oldum.
H. Taner - Balgam vb.nin çıkması, akması kolaylaşmak.
- Ayırmak, uzaklaştırmak, vazgeçirmek
Saplandığı fikirlerden sökemezdiniz.
Y. Z. Ortaç - Örülmüş, dikilmiş şeyin, örgüsünü veya dikişini ayırmak.
Unstitch.
Ravel.
Ravel out.
Rip off.
Undo.
Tear down.
Unfix.
Detach.
Demount.
Dismount.
Cut loose.
Disassemble.
Disjoint.
Dismantle.
Knock down.
Read.
Slit.
Take down.
Unpick.
Unrig.
Extract.
Winkle.
To take to pieces.
To uproot.
To pull up / out.
To rip out.
To take out / down.
To dismantle.
To take apart.
To dismount.
To undo.
To unstitch.
To unravel.
To read.
To decipher.
To get the meaning of.
Unravel.
Spring.
sökme
- Sökmek işi
Pulling out.
Tearing down.
Unstitching.
Removal.
Dismantling.
Separation.
Detaching.
Taking to pieces.
Disconnection.
sökme aleti
Extractor.