row ne demek?
- Kavga, patırtı, kargaşa
- Kavga çıkarmak
- Kavgaya karışmak.
- Gürültülü bir şekilde kavga etmek.
- Sıra, saf, dizi
- Hırgür.
- Kürek çekmek, sandalla gezdirmek, kürekle donatmak.
- Sıra evler
- Sıra evleri olan sokak
- Kürek çekmek, kürek kullanmak
- Kıyameti koparmak
- Kürek çekerek götürmek, kürekle yürütmek
- Kürek çekme
- Kayıkla dolaşma, sandal gezintisi
row against the tide
- Akıntıya karşı kürek çekmek, güçlüklere karşı çabalamak.
row at net making
- Ağ yapımında tur