reticence ne demek?
- Az konuşma
- Ağzı sıkılık
- Suskunluk
- Sır tutma
- Ağzını açmama
az
- Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksiklik.
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik, çok karşıtı.
- Küçük miktarda, çok olmayan.
- Küçük bir kısım, küçük bir miktar.
- Nadir olarak görülen eşya, zümre. Seyrek, ender.
- Azot elementinin simgesi. Bu gaz N simgesi ile de gösterilir.
- Little.
- Small.
- Short.
- Under.
reticence reticency
- Ağız sıkılığı, sır saklama, sükut etme, susma.
reticent
- Sır saklayan, ketum, çok konuşmaz, suskun.
- Suskun, ketum, ağzı sıkı, sessiz, bildiğini söylemeyen