restraint on alienation ne demek?
- Temlik edilmemek koşulu
- Temlik yasağı
temlik
- Mülk olarak verme.
- Bir hakkın diğer bir kimseye geçirilmesi.
- Mal sahibi etmek. Birine mülkü kazandırmak, sahib etmek.
- Alienation.
- Assignment.
- Transferral (of a property or right.
- Conveyance (of a property.
- To assign.
- Abalienation.
- Alienor.
restraint
- Tutma, baskı, kısıtlama, engel, sınırlama, tahdit
- Menetme: tahdit, sınırlılık
- Tutukluluk: kendini tutma
- Sıkılma çekinme
restraint of liberty
- Özgürlüğün kısıtlanması
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
alienation
- Aralarını açma
- Devretme, devir
- Soğutma
- Dengesizlik
- Ötekileştirme
- Akıl hastalığı, delilik, sapıklık, cinnet.
- Yabancılaştırma
Türetilmiş Kelimeler (bis)
restraintrestraint of libertyrestraint of traderestrainrestrain oneselfrestrain s.o. fromrestrainedrestrained voiceonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak