resemblance on basic elements ne demek?

  1. Temel öğelerde benzerlik

temel

  1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü
  2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur.
  3. En önemli, belli başlı, ana, esas, asıl, baz
  4. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler
  5. Bir nota için kaynak alınabilecek en pes perdeli ses.
  6. (Genel anlamda) Bir şeyin üzerindetemellendiği, kurulduğu şey (bir evintemeli, bir kurumuntemeli vb.).
  7. Tinsel nitelikte bir şeyin varsaydığı ve kendisine dayandığı ilke. (Ma tematiğintemeli, hukukuntemeli, eğitimintemeli, ahlâkıntemeli vb. Ahlâkıntemeli, bir ahlâk öğretisinde, ahlaksal doğruların kendisinden çıkarıldığı ilkedir; (ör. Epikuros'un ahlâk felsefesinde bu ilke haz'dır).
  8. Bütün bir bilgiler bağlamının kendisinden çıkarılabildiği en genel ve en yalın önerme; en genel önermelerden ve en genel düşüncelerden kurulmuş bir dizge. (Ör. Tümevarımıntemeli, kendisinden biçimsel olarak olaylardan yasalara geçme hakkının çıkarılabileceği bir ilkedir.)
  9. Bir şeyin gelişimi için ilk ögeler.
  10. En önemli, belli başlı, ana, esas.

resemblance

  1. Benzeşim
  2. Benzeyiş
  3. Benzerlik

resemble

  1. Andırmak
  2. Benzemek
  3. Müşabih olmak

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

basic

  1. Metal oksitler
  2. Basit, esas, temel, ana
  3. Esas teşkil eden
  4. Bazal
  5. Silisli

Türetilmiş Kelimeler (bis)

resemblanceresembleresemble smbresemble smb. in looksresemblingonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın