reflektör ne demek?
Kökeni: Fransızca
- Yansıtıcı
- Gelen ışıkları yansıtan araç, yansıtaç.
- Bk. yansıtmalı ırakgörür.
- Bk. yansıtaç
- Bk. yansıtıcı
- Reflector.
- Bull's eye reflector.
- Cat's eye reflector.
- Rear reflector.
- Réflecteur
yansıtıcı
- Işık, ses, görüntü vb.ni geri göndermek, yansımasını sağlamak amacıyla kullanılan araç, reflektör.
- Bk. aktarıcı
- Yagi-Uda dalgalığında çiftucayın ardında yer alıp, gelen dalgaları bunun üzerine yansıtan parça.
- Başlıca yansıma olayından yararlanarak, bir ışık kaynağının ışık akısının uzaysal dağılışını değiştirmeye yarayan nesne.
- Reflector reflektör.
- Reflective.
- Reflector.
- Epidiascope.
- Reflektor
- Réflecteur
yansıtmalı ırakgörür
- Bir çukur ayna yardımıyle ışık toplayan ırakgörür.
- Reflector, reflecting telescope.
- Réflecteur, télescope à mirroirs
reflektometre
- Bk. yansıtımölçer
refleks
- Tepke
- Bir uyartıya verilen cevap. Alınan uyartı sonucunda meydana gelen impulsa, beyne iletilmeksizin verilen cevap. Yansı.
- Almaçların duysal uyarılmasıyla kas ve bez gibi effektorlarda oluşan istek dışı bir cevap.
- Alınan uyartı sonucunda meydana gelen impulsa, beyne iletilmeksizin verilen cevap.
- Jerk.
- Reflex.
- Reflex action.
- Reflex act.
- Knee jerk.
- Réflexe