reşitlik yaşı ne demek?
- Full age.
full
- Yıkayıp büzmek
- Yıkayıp çektirmek
- Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak
- Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
- Dolu
- Meşgul
- Boş olmayan, tutulmuş
- Tok
- Tam, tüm
- Azami derecede
reşitlik
- Adulthood, majority.
reşit
- Ergin.
- Doğru yol tutan.
- Akıllı, ergin.
- akıllı, iyi davranan
- Adult.
- Of full age.
- Of age.
- Of sound mind.
- Major.
- Of full legal age.
yaş
- Doğuştan veya kuruluştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)
- Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ
- Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman.
- Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
- Nemli, ıslak, kuru karşıtı.
- Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze
- Gözyaşı.
- Kötü, korkulu, zor.
- Bir varlığın doğumundan başlayarak ömrü boyunca tekrarlanan belirli zaman aralıklarının toplamı.
- Dank.