rüzgar eken fırtına biçer ne demek?
- Herkesin zarar görmesine yol açacak işler yapan kimse, çok sert tepkilerle karşılaşır ve sonunda en büyük zarara kendisi uğrar.
rüzgar
- Yel.
- Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad.
- Havayuvarında ayrımlı basınç altındaki yöreler arasında oluşan, yatay yönde, esiş yönü, süresi ve biçimleriyle ayrımlı hava devinimi.
- Zaman, devir.
- Dünya, alem
- T. Yel.
- Talih
- Zaman, devir, hengam, vakit. (Osmanlıca'da yazılışı: rüzgâr)
- Wind, breeze, blow, flatus.
- Wind.
rüzgar alan
- Exposed to the wind
eken
- Toprakla uğraşan kimse.
fırtına
- Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr.
- Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
- Güç atlatılan kötü durum
- Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı
- Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr.
- hızlı, çabuk,güçlü
- Şiddetli rüzgarla denizin dalgalanıp karışması.
- Storm.
- Gale.
- Tempest.