priz ne demek?
- Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva
Hatta bir keresinde prizdeki ütüyü devirip handiyse evi bile yakıyordu.
H. Taner - Bk. yuva
- Socket.
- Plug.
- Plug socket.
- Wall plug.
- Switch plug.
- Jack.
- Outlet.
- Power outlet.
- Power point.
- Receptacle.
- Drive.
- Setting.
- Socket for a plug.
- Connector.
- Solidification.
- Convenience.
- Electrical outlet box.
- Plug contact.
- Power socket.
yuva
- Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak
- Genellikle ailenin oturduğu ev
- İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu.
- Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer.
- Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk.
- Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer.
- Bir şeyin öğretildiği yer.
- Bir şeyin çok bulunduğu yer.
- Kristalin çekirdeği
- Bir organ veya enfeksiyonun çıkış çıkış noktası
priz hattı
- Bk. besleme borusu
priz kapagi
- Faceplate