predispozisyon ne demek?
- Eğilim
- İstidat, eğilim, meyil.
- Hazırlayan, hazırlayıcı, istidatlı kılan.
- Predisposition.
eğilim
- Bireyin belli bir görüş, kanı, tutum ve davranışa olan yatkınlığı; yetenek ve beceri kazandıran bir ilgi alanına olan yakınlığı. (İng: tendency)
- Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
- Para piyasalarında zamanla oluşan değişim, alım satım işlemleriyle ilgili iniş çıkış seyri.
- Bir nesneye, bir varlığa karşı duyulan duyguların belirlediği tutum; duyguların etkisiyle belli bir ereğe girişme isteği. // Ahlâk felsefesinde Kant "eğilim ahlâkı"nın karşısına kendi "ödev ahlâkı"nı koyar. Oysa, örneğin Schiller ödev veeğilimin uyumunu ülkü olarak görür.
- Bir tesadüfi değişkene ait değerlerin, belli bir zaman döneminde oluşan bir yöndeki hareketi.
- Inclination.
- Obliquity.
- Aptitude.
- Bias.
- Squint.
predispozing
- Predispozan
predispozan
- Zemin hazırlayan, eğilim kılan
- Yatkınlaştıran
- Predisposing