pozisyon al ne demek?
- Had position
had
- Keskin; sivri.
- Sınır, uç.
- Derece.
- İnsanın yetki ve değeri.
- Terim.
- Bk. göreli hız
- Çaylak kuşu.
- Baş aşağı eğmek.
- Possess; contain; receive, get; take; need; cause to occur; give birth to, bear; be required to, must; endure.
- Boundary.
pozisyon alma
- Having position
pozisyon etkisi
- Genetik materyalin lokasyonunda bir değişikliğe neden olmadan bir genin ya da genetik bölgenin etkisi ile oluşan fenotipik değişiklik.
- Position effect.
- Effect de position
al
- Pembeye kaçan, nar çiçeği renginde olan
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı.
- Bu renkte olan.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu.
- Bu renkte olan (at).
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık.
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
- Alüminyum elementinin simgesi.
- Alev kırmızısı
- Ruddy.