pick ne demek?
- Kazma
- Kürdan
- Mızrap
- Seçme hakkı veya fırsatı
- Elle toplanan meyva miktarı
- Ucu sivri bir şey ile, dürtme.
- Seçmek
- Delmek, delik açmak
- Kazmak
- Yolmak, koparıp toplamak
- Çıkartmak
- Azar azar yemek
- Aşırmak, çalmak
- Anahtarsız açmak (kilit)
- Gagalamak
- Müz
- Toplamak, koparmak, yolmak, ayıklamak, didiklemek, karıştırmak (burun), kemirmek, seçip almak, seçmek, küçük küçük yemek, gagası ile toplamak, delmek, kazmak, çapalamak, sivri bir şeyle açmak (kilit vb.), yankesicilik yapmak, çekiştirmek
kazma
- Kazmak işi.
- Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç
- Kazılarak yapılmış.
- Kaba, görgüsüz (kimse).
- Dışgöçlerin, özellikle akarsu ve buzulların, geçtikleri yerleri aşındırma ve sürükleme yoluyla oyup derinleştirmesi.
- Deepening.
- Pickaxe.
- Pickax.
- Pick.
- Mattock.
pick a back
- Omzunda, sırtında
pick a fight
- Kavga çıkarmak.