penetrate ne demek?
- İç yüzünü anlamak
- İçine girmek
- Girmek, içine işlemek
- Tesir etmek, etkilemek
- Delip geçmek
- Anlamak, idrak etmek.
- Arasından geçmek
- Sokulmak, işlemek
- Nüfuz etmek
iç
- Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı
- Oyuk şeylerin boşluğu.
- Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta.
- Toplu bir durumda bulunan kimse
- Nesnelerin arasında bulunan kimse veya nesne.
- Ten ile dış giysiler arası
- Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm.
- Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım.
- Kapalı yerlerde geçen görünçlükleriiçine alan çekim
- İşlikte, kapalı yerlerde çevrilmiş çekim. Dış'ın karşıtı.
penetrate into
- Pazara girmek
- İçine nüfuz etmek
penetrate market
- Piyasaya girmek
- Pazara girmek