pencil of parallel lines ne demek?
- Paralel doğrular demeti
paralel
- Yerküresi üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator'a paralel çemberlerden her biri.
- Yan yana ve birbirini kesmeden, birbirine kavuşmadan uzanıp giden (şeyler), koşut, muvazi
- Koşut.
- Bk. koşut
- Koşut
- Aynı yönde fakat eşit mesafeler ile birbirinden ayrılmış, birbirini kesmeyen.
- Aynı yönde aynı zamanda gelişen.
- Yun. Müvazi.
- Collateral.
- Equidistant.
pencil
- Kurşunkalemle yazmak, karakalem ile çizmek, kalem ile makyaj yapmak
- (-led, -ling) kurşun kalem
- Küçük resim fırçası
- Renkli kalem
- Taş kalem
- Makyaj kalemi
- Fiz
pencil beam
- kalem biçimli huzme
- Kalem biçimli huzme
of
- Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
- Ugh!.
- In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
- Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
- Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
- Oil filters.
- Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
- Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
- Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
- Optional Form Source: US EPA.
parallel
- Paralel yapmak, paralel olmak, karşılaştırmak, kıyaslamak
- Paralel, muvazi, koşut
- Aynı, benzer
- Aynı amaç veya sonuca yönelen birbirine paralel doğru veya düzeyler
- Benzerlik
- Nazire
- Coğr
- Paralel olarak koymak
- Kıyaslamak, mukayese etmek
- Benzer olmak, müşabih olmak.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
pencilpencil beampencil beam antennapencil boxpencil casepencil of lightpencil of linespencil pusherpencil sharpenerpencil traypencikpencpencacappencahpencahsalepencapofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak