pençeli ne demek?
- Pençesi olan.
- Pençe vurulmuş (ayakkabı)
Altları delinmiş, kat kat pençeli pabuçlarını çıkardı, ağır ağır çıktı merdiveni.
O. Kemal - Güçlü.
- Sataşkan.
- Ladin gibi bazı ağaç türlerinden elde edilen, üzerinde bir ayı tarafından pençelenmişçesine figürler bulunan kereste.
- Bear claw.
- Taloned.
pençeleme
- Pençelemek işi.
pençelemek
- Yırtıcı hayvan pençesiyle kapmak, yakalamak, pençe vurmak.
- Ayakkabıya pençe yapmak.
- To paw.
- To sole.