peck of trouble ne demek?

  1. Püsküllü bela

püsküllü

  1. Püskülü olan, püskül takılmış olan
  2. (en)Tasseled.
  3. (en)Tasselled.
  4. (en)Tufted.

peck of troubles

  1. Bir yığın dert

peck

  1. Kilenin dörtte biri miktarında bir hacim ölçü birimi, 0,009 metre küp
  2. Kayda değer miktar, büyük bir miktar.
  3. Gagalamak
  4. Gaga ile vurarak delik açmak
  5. Gaga ile toplamak
  6. Sivri uçlu bir şey ile çabuk çabuk vurmak
  7. Gagalama
  8. Sivri uçlu bir şey ile vuruş
  9. Gagalamak, azar azar yemek, sivri bir şeyle vurmak

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

trouble

  1. Istırap, dert, keder, bela
  2. Başını ağrıtmak, eziyet vermek
  3. Zahmet vermek, canını sıkmak
  4. Rahatsız etmek, tedirgin etmek
  5. Karıştırmak, altüst etmek, bulandırmak
  6. Zahmet etmek
  7. Üstünde durmak, dikkat etmek
  8. Üzülmek, telaşlanmak
  9. Zahmet, sıkıntı, üzgü, üzüntü
  10. Sıkıntılı şey, mesele

Türetilmiş Kelimeler (bis)

peck of troublespeckpeck atpeck at smbpeck at smb.peck orderpeckerpeckingpecking orderpeckishPECAMpecanpecan piepeccablepeccadilloofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın