peacekeeping force ne demek?
- Barış kuvveti
- Barış gücü
barış
- Dirlik, düzenlik.
- Barışma işi
- Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh.
- Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.
- Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
- Sulh.
- Uyum, birlik, bütünlük, sükunet, huzur içinde yaşamak.
- Savaş ya da dargınlıktan sonraki uzlaşma, anlaşma.
- Savaşsız, kavgasız, huzurlu, düzgün durum.
- Düşmanlığın olmaması.
peacekeeping
- Ateşkesten sonra tarafların antlaşma koşullarına uymasını sağlama.
peacekeeper
- Arabulucu
- Arabulucu kimse veya grup.
force
- Sıkıştırmak, baskı yapmak
- Çabuklaştırmak
- Yükseltmek (fiyat)
- Serada yetiştirmek
- Güç, kuvvet, kudret
- Zorlamak, mecbur etmek
- Şiddet, baskı
- Zor
- Hüküm, tesir
- Zorlamak, icbar etmek, mecbur etmek