parsal ne demek?
- Partal.
- Geçen yıl, bıldır.
- Shabby.
parsa
- Abid, zahid.
- İffetli, namuslu, temiz, doğru.
- Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para.
- Yağlı güreşlerde karşılaşmaların bitiminde pehlivanların seyircilerden bağış yollu topladıkları para.
- Sofu, dinine bağlı.
- Money collection.
- Money gathered up from the crowd.
- Money gathered up from a crowd.
parsa toplamak
- Gösteriden sonra, bir kutu, tepsi vb. gezdirerek izleyicilerden para istemek.
- To pass the hat round.