parlatma ne demek?
- Parlatmak işi.
- Filmin temizlenmesi sırasında tertemiz, parlak bir görünüş sağlama.
- Dokuların alkolünün giderilmesi için ksilol ve metil benzoat gibi maddeler kullanılarak parlatılması.
- Sofralık pirinç üretiminde tanelere mekanik bir işlem ve genellikle sürtünme yoluyla düz ve pürüzsüz yüzey meydana getirme işlemi. Bu şekilde hayvan beslemede kullanılan pirinç kepeği üretilir.
- Metal yüzeylere, aşındıraçlı araçlarla parlak bir görünüş verme işlemi.
Clearing.
Polishing.
Polish.
Shine.
Lustring.
Brightening.
Polieren
Polissag
Polissage
parlatmak
- Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak
- İçki içmek.
- Güzel, etkili, alışılmamış söz söylemek.
To kindle.
To glance.
To gloss.
To gild.
To glaze.
To lap.
To smooth.
parlatma apresi
Chintz finish.
parlatma aygıtı
- Bkz. parlataç.
Polishing machine.
Machine à polir