park cezası makbuzu ne demek?
- Parking ticket.
parking
- Park yeri, park, park yapma, otopark
park
- Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe, millet bahçesi
- Otopark.
- Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi.
- Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer.
- Bk. gezilik
- Piece of ground inclosed, and stored with beasts of the chase, which a man may have by prescription, or the king's grant.
- Tract of ground kept in its natural state, about or adjacent to a residence, as for the preservation of game, for walking, riding, or the like.
- Piece of ground, in or near a city or town, inclosed and kept for ornament and recreation; as, Hyde Park in London; Central Park in New York.
- Partially inclosed basin in which oysters are grown.
- To inclose in a park, or as in a park.
park and ride system
- Arabayı parkedip yola trenle devam etme
ceza
- Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım.
- Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
- Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama.
- Bk. ödek
- karşılık, mukabil, ivaz.
- Karşılık, mukabil, ivaz. Cürüm veya günah işleyenlere verilen azab.
- Hüzünle ağlayıp sızlanmak. Sabırsızlık yüzünden telaş ve teessür göstermek.
- Az nesne. (Osmanlıca'da yazılışı: cez'a)
- Punishment, penalty.
- Imposition.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
parkpark and ride systempark benchpark etmepark etme yeripark etmekpark gezinti yolupark haline koymakpark içine almakpark lambalarıparpar delictumpar excellencepar exemplepar imicezası çekilebilircezası ölüm olancezasını affetmecezasını bulmakcezasını çekmecezasını çekmekcezasızcezasız kalmacezasız kalmakcezasız kalmışcezaceza alanıceza almamakceza atışıceza çekmek