parazitönler direnç ne demek?
- İkincil ateşleme çevriminden alıcılara etki eden asalak radyo dalgalarını önleyen direnç.
- Suppressor resistance.
- Entstörwiderstand
- Résistance antiparasite
parazit
- Asalak
- Radyo, televizyon, telsiz vb. aygıtların yayınına karışan yabancı ses veya cızırtı.
- Herhangi bir işte, olayda sorun çıkaran kimse.
- Asalak
- Vericilerin ürettiği dalgaların dışında, elektrik yüklerinin hızlı yer değiştirmesinden doğan ve bu dalgaların ilettiği yayını bozan radyoelektrik yayın.
- Bk. asalak
- Bk. asalak.
- Beslenmesini bir başka organizmadan sağlayan bir organizma. Fotoparazitler; sebze parazitleri (bakteri ve fungi) hayvan parazitleri (protozonlar, metazonlar, solucanlar vb.). Bunların her biri ayrıca arasıra, geçici, torunlu ve sabit, durgun, hünerli olmak üzere alt gruplara ayrılır.
- Canlı bir organizmanın üzerinde veya içerisinde organizmanın zararına yaşayan bitki veya hayvan, asalak. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin üzerinde veya içerisinde bu canlıların aleyhine yaşayan canlılar. Kimi yazarlar bakteri ve virüsleri da parazit olarak ifade etmektedirler.
- Bakışımlı ikizlerden eksik gelişen ve daha küçük kalmış yavru, dölüt içinde dölüt. Normal gelişim gösteren ikize sıkı bir biçimde yapışmış ve normal yavrunun içine girmiş olarak bulunur.
parazit akımı
- Disturbing current.
direnç
- Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet.
- Bir nesnenin elektrik akımına karşı dayanma özelliği, mukavemet, rezistans.
- Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen, mukavemet, rezistans.
- Birimi Ohm olan, bir nesnenin elektrik akımına karşı koyma gücü.
- Bir nesnenin, elektrik akımına karşı durma özelliği; bu özelik, çevrimindeki akım yeğinliğinin azalması ile kendini belli eder.
- Bir nesnenin, elektrik akımına karşı durma özelliği; bu özelik, çevrimindeki akım yeğinliğinin azalması ile kendini belli eder.
- İçinden elektrik akımı geçen bir iletkenin, bu akıma karşı koyması durumu.
- Tür, ırk, familya ve bireylerde hastalık etkenlerine ve enfeksiyöz olmayan hastalık sebeplerine karşı vücudun mukavemeti.
- Dayanma, karşı koyma gücü.
- karşı koyan kuvvet, mukavemet