paravanlık etmek ne demek?
- Front for.
front
- Ön, baş
- Ön taraf, ön saf
- (bir arsanın) yol kenarı
- Birleşik hareket grubu, cephe
- Hareket sahası, mücadele alanı
- Başkan, sözcü
- Gizli maksatları örtmek için kullanılan kurum veya şahıs
- Cüret
- Takdir
- (otelde) sıra kendisinde olan vale
paravan
- Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde
- Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan.
- İtl. Eskiden haremle selamlığı ayıran ve şimdi de ilk bakışta görülmesi caiz olmıyan yerleri örten perdeler.
- Paravane.
- Folding screen.
paravan kişi
- Front man, front.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.